Ayvalık ikiye ayrılır. Cunda' sı ve sualtı diye. Cunda' da eskiden kalma taş evlerin arasında uzanan taşlar döşenmiş dar sokaklarda gezmek insanı tatlı bir hülya içine sokuyor. Evler çok yakın birbirlerine. Sahilin hareketinden uzak, sakinlik ve samimiyet hakim. Birazda eski yapılara olan ihmalkarlık. Göz önündeki yıkılmaya yüz tutmuş dev yapılar niye görülmez ki ? Tadilat yapılıp niye turizme açılmaz ki ?
Soğuk mevsiminde İstanbul' da yağmur eksik olmuyor. Sahilde ufak ufak çiseleyen yağmur, Karadeniz' den gelen hafif ama soğuk rüzgarla birleşince, soğuk, bahar mevsimi olsa bile ben varım diyor. Buna rağman karşı yakadaki Ortaköy' ü , yan tarafta Köprü' yü izlemenin tadı paha biçilemez. Boğaz Köprüsü' nün ışıkları, yağmur ve sisle birleşince dahada yoğun ve çok görünüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder